Bir uçakta, kalabalığın oluşturduğu gürültü içinde bir kadının sesi yankılandı; kelimeleri adeta bir hançer gibi havada asılı kaldı. Genç bir askere, vatanına ihanet eden bir hain gibi bağırırken, içinde barındırdığı öfkenin kökenini sorgulamak bir kenara, sadece o anın etkisiyle hareket ediyordu. Etrafındaki diğer yolcuların bakışları, kadının çıkışının ağırlığını hissettirdi; yüzlerinde bir korku ve belirsizlik ifadesi belirdi. O an, genç askerin gözlerinde gördüğü kararlılık ve cesaret, kadının içindeki çatışmayı daha da derinleştirdi. Uçak kalkışını yaparken, kadın için bu olay sıradan bir yolculuktan çok daha fazlasıydı; içsel bir sorgulamanın, belki de bir dönüm noktasının başlangıcında olduğunu hissetti. Ancak ertesi gün, gazetenin manşetlerindeki haberle, tüm bu hisler yeniden canlandı, pişmanlık adeta kalbini sıktı. Devamını Okumak İçin Sonraki Sayfaya Geçiniz...
